eşlerin boşanmasında ki haklar nelerdir bilen varsa yardım ltf|(2)

01 Şubat 2011 hazan

KAHDEM kadınlara hukuki destek merkezi|(1)

23 Ocak 2011 fatfat

Nazlı Gürpınar, Mutluluk nedir|(2)

21 Ocak 2011 elif

bilmek istiyorum.|(3)

17 Ocak 2011 çınar

HERKESE NİCE MUTLU VE UZUN YILLAR.HERŞEY GÖNLÜNÜZCE OLSUN.|(1)

02 Ocak 2011 filiz sungur

Tacizle cezalandırmak!!|(3)

04 Ocak 2011 FCananY

boşanma davası esnasında eşim birlikte aldıgımız evi benim haberim olm|(3)

07 Aralık 2010 yeliz35

şiddetten dolayı boşanmak için çok acil hukuki yardım almak istiyorum|(8)

06 Ocak 2011 pınar erkanat

tıp kansere karşı çaresiz|(5)

19 Aralık 2010 buket

Nazlı Gürpınar,İstanbul Yolcusu|(4)

05 Ocak 2011 eylül

acil.-iyi bir avukat ariyorum.-lutfenn..ben ezgi yeni isimle actim eda|(12)

07 Aralık 2010 edaa

Evgenia - Hukuki yardım gerekiyor...|(0)

05 Ocak 2011 evgenia

2011 herkeze sağlık; mutluluk ve bol bol bereket getirmesini dilerim.|(2)

01 Ocak 2011 rasha

Yeni yil herkese mutluluk,saglik ve bol kazanc getirsin|(0)

30 Aralık 2010 cano

Öyle bir geçer zamanki dizisi|(3)

21 Aralık 2010 eylül

Yok Böyle Dans Azra Akın|(4)

11 Aralık 2010 elif

Nazan Pamir-Yeni Yaşın Muhasebesi|(7)

09 Aralık 2010 lal

gidebildim oğlumun yemin törenine . çok şükür. ne güzel törendi o. kom|(1)

26 Aralık 2010 rasha

Hâkimler yüzünden öldürüldü!..|(3)

25 Aralık 2010 phlegethon

üyeler arası iletişim ve manevi destek süper,iyiki katılmışım|(4)

15 Aralık 2010 ozge

Güzel misiniz?|(2)

19 Aralık 2010 FCananY

Sigara icenlere icmeyenlere, birakanlara birakamayanlara..|(3)

17 Aralık 2010 FCananY

Ilk Asklar'ini unutamayanlara bir yazi yazmistim :) http://meltemgazet|(2)

17 Aralık 2010 FCananY

Hanimefendiler'e, beyefendiler'e..|(2)

17 Aralık 2010 FCananY

ewet bugün oğlumu askerliğini yapmak için yolcu ettim|(5)

12 Aralık 2010 rasha

ewet yemin töreni tarihi belli oldu .26aralıkmış .maddi durumumuz dan|(3)

15 Aralık 2010 rasha

iç giyim|(0)

15 Aralık 2010 burcuakın

gerçekten çok güzel bir site:)|(0)

15 Aralık 2010 ozge

Yağmur Yüklü Bulutlar;Rahmet Yüklü Bulutlar|(2)

14 Aralık 2010 halen su

Bunalımdayım arkadaşlar Yemekteyiz seyrediyorum|(4)

10 Aralık 2010 elif

[9] [10] [11] [12] [13] [14] [15]

  

Tacizle cezalandırmak!!-04 Ocak 2011 *FCananY

NERDE KALMIŞTIK? Yeni yılın ilk günleri yaşanmaya başlandı, dördüncü güne ulaştık bile.. Yeni yılın ilk bebeği, ilk kazası ve bugün de ilk güneş tutulması derken şimdi de 2012’ye doğru hızla geri saymaya başladık. Bu saymanın sonunda 2012’ye kimler ulaşabilecek, kimler o ipi göğüsleyebilecek yaşayıp göreceğiz. Yeni yılın ilk saatlerinde herzamanki gibi şehirlerdeki meydanlardan kutlama görüntüleri geldi ekranlara. Birçok insan ailelerini, arkadaşlarını, sevgililerini alıp havaî fişek gösterilerini izlemeye çıkmışlar, hep birlikte yapılacak geri sayıma katılmaya gelmişler. Kamera Nişantaşı’nda dolanıyor. İnsanlar huzurlu, coşkulu, rahat, arzu ettikleri gibi, kadın-erkek, genç-yaşlı demeden sokaklardalar. Bazıları da bu eğlenceye evlerinin pencerelerinden katılıyorlar. Daha sonra Taksim’den görüntüler düşmeye başlıyor ekranlara. Bilenler bilir, Taksim-Nişantaşı arası yürüyüş mesafesindedir. Buna rağmen bu iki semt arasındaki görüntüler sanki farklı ülkelerden farklı milletleri izliyormuşum intibaanı bıraktı yine bende. Sanki o görüntüler İstanbul’un en merkezî yerinden değil de en ücra köşesinden alınmış. Sanki oradaki erkekler yüzyıllardır tek bir kadın görmemişler. Sanki o insanlar bir kadına dokunabilmek için ‘365’ gün boyunca bu yılbaşı gecesini beklemişler. Kutlamaya gelen tek tük kadınlara önce kaçamak, daha sonraysa alenî dokunmalar, tacizler, çevirmeler, sıkıştırmalar. Ve bu durumdan haz alan oldukça ürkütücü bir güruh. Taciz ettikleri kadınların yanlarındaki erkek arkadaşları da bu tacizleri engelleyemiyor. Hattâ çıkan arbedede onlar da nasibini alıyor. Kadının evden çıkmasını istemeyen bir topluluk sanki bunlar. Kadınlar ortada görünmedikleri sürece mutlular. Ortada görünenler de her türlü muameleye müstehaktırlar zaten. Bu kadınlar oraya niçin gelmişlerdir, ne işleri vardır gece vakti oralarda, doğru düzgün insanlar olsalar evlerinde otururlardı değil mi? Demek ki suçlu olan o KADINLAR.. Belki hayatlarında hiç kız arkadaşı olamamış, hiçbir kızla konuşamamış, hiç bir kızla iletişim kuramamış çocuklar bunlar. Bir kadın karşısında nasıl davranacaklarını bilemiyorlar. Karşılarında gördükleri kendilerinden farklı o anatomiyle bir şekilde iletişim kurmaya çalışıyorlar ama bunun için seçtikleri yolun en çıkmaz yol olduğunu bilmiyorlar. En acısı da, ne yaptıklarının farkında olmamaları ve üstelik bir de taciz ettikleri kişilerin bu durumdan memnun olduklarını düşünmeleri. Yaptıklarından utanmak yerine birbirleriyle itişip kakışmaları, çevreye arsızca sırıtmaları durumu daha da dayanılmaz hale getiriyor. Nerelerden kopup gelirler, evleri nerelerdedir, aileleri nasıldır, nasıl yaşarlar, kimdirler, ne isterler diye sorgulamaya başlıyor insan onları izlerken. Hayatlarında bir kez bile sevilmemiş çocuklar bunlar belki de. Sevilmemiş insanlar sevmeyi de öğrenemiyorlar ne yazık ki. Erkek erkeğe bir dünya mı isterlerdi acaba diyorum. Böyle olduğunu kurgulamaya başlıyorum sonra da. Bütün sokaklarda, çarşılarda, sinemalarda, cafelerde, bütün ama bütün her yerde erkekler olsun. Eczacıdan doktora, kasiyerden memura, kuaförden esnafa bütün meslek dallarında bir tane bile kadın olmasın. Kadın cinsinin esamesinin okunmadığı, hepsinin imha edildiği bir dünya olsun. Bunu mu istiyorlar? Yoksa kadın onlar için sadece bir nesne mi? Annelerini, kız kardeşlerini, halalarını, teyzelerini, hattâ kendi kız çocuklarını dahi bu kadar mı önemsiz görüyorlar? Evde ev işlerini yapan, gerektiğinde ihtiyaçlarını karşılayan, bir şey istemesi yasak, ağzı var dili yok olan. Kendilerince aşkları da oluyor onların. Sevmenin ne demek olduğunu bilmiyorlar aslında ama kendilerince delicesine de sevebiliyorlar. Kendi sevdikleri(!) kızdan karşılık alamadıklarındaysa kızı oracıkta acımasızca yokedebiliyorlar. Eee, ne de olsa onların sevdaları ölümüne. Ölümüne sevdikleri kızla evlendiklerindeyse de, o en çok sevdikleri büyük aşklarını hergün dayaktan geçirebiliyorlar. Babalarının annelerine de, kendilerine de yaptığı gibi, onlar da kendi hayatlarında kendi yaşadıklarından farksız bir şey yapmıyorlar . Sadece gördüklerini yapıyorlar.. O ökseye tutulan kadın artık ne baba evine dönebiliyor, ne de başka bir yere kaçabiliyor. Arafta beklercesine geçen bir ömürde yitip gidiyorlar.... Herşeyin başı eğitim deriz ya; eğitimin ilk başlangıcının aile ve esas temelin de tutarlı bir sevgi olduğunu, sevgi açlığı çekmeyen insanların ruhlarındaki bozulmamış o dengeyle hayatlarının her evresinde önce mutlu, sonra başarılı ve dolayısıyla yine mutlu olabileceklerini, böylece toplum seviyesinin yükseleceğini daha çok, daha iyi anlatmamız gerek diyorum. Bütün o erkekler KADIN bir ANNE’nin çocukları değiller midir?

FCananY / 04 Ocak 2011 / 17:05:09

çok doğru canan evet hepside kadın bir annenin çocukları ama sevgi nedir annelik nedir görmemişler

leman / 11 Ocak 2011 / 19:52:48

doğru söze ne denir cahillikten başka bir şey değil

buket / 20 Ocak 2011 / 13:15:34